Bir uçma hayali.. sıradışı bir girişim öyküsü ve Vecihi Hürkuş

Kategori: MAKALELER | 0

Başarı gerçekte nedir? Neye başarı neye başarısızlık deriz? Elle tutulur mu, maddi karşılığı var mı? Geçici bir sevinç mi? Kalıcı bir mutluluk mu?Başarı için bir bedel öderiz. Uzun yorucu çalışma saatleri, sayısız başarısız denemeler yaparız çevremizin ve en yakınlarımızın bizi vazgeçirmek için çabaları da ayrı birer engeldir. Bunca engellemeye zorluğa karşın elde ettiğimiz belki bir arpa boyu yoldur. Belki bu uğurda hastalanır, başarımızı belki göremeyiz bile. Peki, sonunda değer mi diye baktığımızda elbette değeceğini tarih zaman süzgecinden gelerek bize bunu kanıtlar. Biz belki göremesek de açtığımız çığır ve yoldan bizi takip edecekler çıkacaktır. Tarihte belki adımız bile anılmayacaktır, ama onurlu ve iz bırakan yaşamımızda hayatımıza anlam katmanın onurunu sonsuza kadar yaşarız. Başarıda aslın da nelerden vazgeçtiğimizle ilgilidir. Ailemizi kendimizi, rahatımızı, bol maddi geliri ve konfordan vazgeçmemizi ve daha bir sürü zorluğu ve engellemelere direnmemiz gerekebilir. Yakın bir zamanda öğrendiğim bana göre örnek alınması gerekli büyük girişimci ilk sivil ve askeri uçağı yapan ilk özel havayolu şirketini kuran ve aynı zamanda ilk düşman uçağını vuran adam: Vecihi Hürkuş da böyle biri.

Havacılık tarihinin en önemli kişilerinden biri, pilot ve aynı zamanda da mühendis olan Vecihi Hürkuş 1896 yılının da, İstanbul’da doğmuştur. 16 yaşındayken 1912’de Balkan Harbi’ne katıldı.1914 pilot olmaya karar verdi. Ancak yaşı küçük olduğu için Makinist Mektebine gönderildi. Daha sonra 1. Dünya Savaşında, Bağdat cephesine “Uçak Makinisti” olarak katıldı.   Yeşilköy’deki Tayyare okuluna gitti,1916 senesinde ilk uçuşunu gerçekleştirerek Pilot Astsubay olarak mezun olan Hürkuş, Kafkas cephesinde bir uçak düşürerek Türkiye’nin uçak düşüren ilk pilotu oldu. Yine aynı cephede bir hava çatışmasında yaralanarak Ruslara esir düştü. Türklerin toplandığı Azerbaycan’ın Nargin adasındaki esir kampında Azerbaycanlı Türk’lerin yardımı ile 1 yıllık esaretten sonra, yüzerek kaçtı ve   İstanbul’a dönerek, 1920’de Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Birçok başarıya ve ilke imza atan Hürkuş; Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu gerçekleştirmiş ve 3 takdirname alarak “Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’na layık görülmüştür. 1923 senesinde bir dönem İzmir Seydiköy’de görev yapar ve 1924 yılında Yunanlılardan savaş ganimeti olarak toplanan parçalardan ilk Türk uçağı olan “Vecihi K-6” modelini üretir. Uçağın uçuş sertifikasını alabilmesi için izine ihtiyaç vardır. Bunun için bir heyet toplanır. Fakat heyette uçak uçurmayı bilen olmadığı için Hürkuş’a, “Biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar” denir.28 Ocak 1925 senesinde Vecihi Hürkuş, denileni yapar uçağına atlar ve 15 dk’lık güzel bir deneme uçuşu yapar. Fakat “İzin almadan uçtun” gerekçesi ile cezalandırılınca Hürkuş Hava Kuvvetlerinden istifa eder ve Türk Tayyare Cemiyetine (TTC) katılır. Milli Savunma Bakanlığı Kayseri’de, Tayyare ve Motor Anonim Şirketi adında bir uçak fabrikası kurmak ister kısa adı TOMTAŞ olan fabrika, uçak yapımı için Hürkuş ile anlaşır. Hürkuş, biri 14 kişilik Junkers G-24 Bir diğeri 6 kişilik, tek motorlu Junker F-13 model uçaklarla 1927 senesinde Ankara – Kayseri arasında ulaşım uçuşları yapar. Bu uçuşlar Türkiye’nin ilk hava yolları uçuşları sayılabilir.    Bu hikâye bir cesaret ve azim hikâyesidir. Girişimcinin mücadeleyi asla bırakmaması nı anlatan bir hikâyedir. Eğer bu hikâye gerektiği gibi değerlendirilse ve Hürkuş a sahip çıkılsaydı şimdi Türk havacılık ve uzay sanayisini konuşuyor olacaktık.  “1930 Senesinde Vecihi Hürkuş, Kadıköy’de kiraladığı bir keresteci dükkânında, 3 ay gibi bir sürede, ilk Türk sivil uçağı olacak olan Vecihi K-14’ün çalışmalarına başlar ve 23 Nisan 1931 senesinde Türkiye’den lisans alamadığı için Çekoslovakya’ya giderek, “Uçabilir lisansını oradan alır. Türkiye’ye döndüğünde hem halkı bilinçlendirmek hem de o dönem çalıştığı Türk Hava Kurumu adına bağış toplamak amacıyla “Turneler” gerçekleştirir ancak 3 Kasım 1931 senesinde gelen telgrafla Vecihi K-14 uçuştan men edilerek uçması yasaklanır.

21 Nisan 1932’de Vecihi Hürkuş, ilk Türk Sivil Tayyare Mektebini Kurar ve 2’si kız toplam 12 öğrenci ile 27 Eylül 1932 eğitim ve öğretime başlar. Türkiye’nin ilk kadın pilotu olan, Bedriye Gökmen bu okuldan mezun olmuştur.1933 senesinde Hürkuş, adı Nuri Bey olan Vecihi K-16 uçağını yapar. Ayrıca aynı yıl tek kanatlı Vecihi K-15 i yapar.  Uçak motoru kullanılarak Vecihi-SK adlı bir deniz botu da yapılmıştır. Türk Hava Kurumu başkanı Fuat Bulca Bey’den aldığı bilgi ile Atatürk “Türk Kuşu” namı ile yeni bir çalışma yolu açın ve Vecihi’den faydalanın!” emrini vermiştir.1937 senesinde Türk Hava Kurumu, Hür Kuş’u mühendislik eğitimi alması için Almanya’daki Weimar mühendislik okuluna gönderir. Hürkuş, 1939 senesinde diplomasını alır ancak Türkiye’ye döndüğünde, “İki yılda mühendis olunmaz” gerekçesi ile uçak mühendisliği ruhsatını alamaz. Havacılıktan uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra 1947’de Kanatlılar Cemiyeti’ni ve yine aynı adla Kanatlılar Dergisi’ni kurar. 1951’de beş arkadaşı ile birlikte Türk Kanadı adında havadan zirai ilaçlama yapan bir şirket kurar. Fakat ortakları ile anlaşamaz ve şirketten ayrılır.26 Kasım 1954’te Hürkuş Havayollarını kurar. Ancak kazalar, kaçırılmalar ve sabotaj gibi sebeplerden dolayı şirket uçuştan men edildi. Ankara’da geçirdiği bir kaza sonucu komaya giren Vecihi Hürkuş 1969 senesinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde hayata gözlerini yumdu.”

Hayatında birçok başarı ve başarısızlıklar da yaşayan Hürkuş Türk havacılığında altın harflerle yazılıdır. Hürkuş birçok insanımızın bilmediği ama gençlerimizin örnek alması gereken biridir, mücadeleyi asla bırakmayan önüne ne engel çıktıysa onları aşmasını bilen mücadeleci bir insan yaşam öyküsüdür. Tarihinizde bu değerli insanların hayat hikâyelerini öğrenerek gençlerimize örnekler vermeliyiz. Ne imkânsızlıklar ve zorluklarla bu ülkede ne güzellikler yaratılabildiğini gösterebilirsek içinde yaşadığımız şimdiki zorluk ve engellerin ne kadar basit kaldığını ve umudun bu topraklarda hiç sönmeyecek bir ışık olduğunu daha iyi anlarız.   “http://listelist.com/ilk-turk-ucak-yapan-vecihi-hurkus-hikayesi/” den yararlanılmıştır.