Yıllar önce Kastamonu da BÜMAK-Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü-ile katıldığım bir etkinlikte gezi notlarımı paylaşmak istiyorum.
Kastamonu Pınarbaşı ilçesi Dizdarlı köyünde bulunan 250 metreye yakın derinlikteki Gurbet Tepe Kuylucuğu mağara gezisinin öyküsü:
Her şey Osman a telefon etmem ile başladı. Ne zamandır uzun bir geziye ihtiyacım vardı. Sıkıntılı iş ortamı, monotonluk beni rahatsız ediyordu. Osman telefonda yaz kampı için Kastamonu’ya hareket edeceklerini Bayram tatili ile 10 gün sürecek bir gezi olacağını söylüyor. “Kalabalık bir grupla gideceğiz geziye bir takım emektar mağaracılar yeni mağaracılığa başlayanlar ve dışarıdan benim gibi mağaracılığı kulüp dışından ilgi duyanlar katılacak” dedi.
Bölgenin daha önce çekilmiş fotoğraflarını görünce gitmek için sabırsızlanıyorum. Yola çıkılacak günde Boğaziçi üniversite bahçesinde gece 23 doğru araba ufukta görünüyor Büyük bir otobüs beklerken küçük bir minibüs geliyor. Hepimiz şaşırıyoruz, o kadar çok eşya var ki: mağara malzemeleri, sırt çantaları, yiyecek malzemeleri, küçük minibüsün sadece eşyaları yeteceğini düşünüyorum. Arkadaşlarımda genel bir moral bozukluğu var. Otobüsü organize eden arkadaşa isyanlar başlıyor, gidip gitmeme konusunda kararsızlıktan sonra arabanın arkasından 4 koltuğu sökerek eşyaları arabaya dolduruyoruz. Yolcu olarak on dört kişiyiz yolda 3 kişi daha biniyor grupta 3’te Amerikalı var. Amerikalı genç arkadaş daha önceleri BÜMAK la gezilere katılmış, kız arkadaşı ve kardeşiyle beraberler geliyorlar. Bümak gezileri çok keyifli geçiyor. Daha önce de bir gezilerine katılmıştım. Bu gezimizin de aynı keyiflilikle geçeceğinden eminim. Özellikle ateş başı muhabbetlerinin tadına doyum olmaz
Köy yolları çok sık kullanılmadığından bozuk yolda şoförümüzün ustalığı ve bilgisi sayesinde ilerleyebiliyoruz. Uzun bir yolculuktan sonra hepiniz yorgun ve açız fakat gördüğümüz güzel manzara bunları unutturuyor. Bulunduğumuz yer ormanlık geniş bir alan, çevresi sık ağaçlarla kaplı. Geniş bir çukur bölgesinde olan mağara hemen önümüzde, her taraf yemyeşil kuş cıvıltıları güzelliği bütünlüyor.
Köylüler bize bölge hakkında bilgi veriyorlar. Bölgede birçok başka mağara olduğundan bahsediyorlar. Zamanımız elverirse diğerlerine de bakacağız. Araştırma yapacağımız mağaraya gelince, merakımızdan hemen işe koyulup mağaraya ön araştırma yaptık. Büyük bir girişi olduğunu gördük. Mağara girişli bana Mersin Erdemli’deki Cennet Cehennem mağarasını hatırlatıyor. Burası daha büyük çok dikkatli yürüyoruz. Önden gidenler düşebilecek taşlara dikkat etmemizi söylüyorlar. 30 metreye yakın ilk derinliği görebiliyoruz. Sadece yukarıdan aşağıya bakmakla yetiniyoruz şimdilik. Yaz olduğu için su pek yok ama kışın buradan büyük bir su kütlesinin aşağıya akabileceği görülüyor. Zaten bölge çok yağmur aldığından dağlardan akarak gelen su mağara içinde kayboluyor olmalı.
Kısa bir mağarada turundan sonra yemek hazırlıkları başlıyor odunlar geliyor. Odun çok ateş sürekli yanacak. Yiyecekler yavaş yavaş incelendiğinde türlü konservelerin gelmediğini anlıyoruz. Yiyecek sorumlusu arkadaş grubun ulaşım sorunuyla ilgilendiği için yemek alışverişi aksamış. Sonrada gruba katılacak kendi arabalarıyla gelecek grubun ek malzemeleri getireceğini öğreniyoruz. Yemekte çorba var. Sonra sucuk pişirme geliyor. Bol bol sucuk alınmış tam 60 Kangal hepimiz açlıktan sucukla karnımızı bol bol doyuruyoruz. Sucuklar çok baharatlı bir çeşit olduğundan yiyenlerin çoğu midelerinden şikâyetçi oluyor. Hava kararmaya başladı bir grup mağaraya girmek istiyor fakat herkesin çok yorgun olduğu söyleniyor grubun hazırlanması gitmesi çok vakit alacağından bundan vazgeçiliyor. Devamı haftaya…