Yakın zamanda okuduğum ve etkilendiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum: İş Bankası yayınlarından “Ergenlerle İiletişim Sanatı” çocuğu olanların mutlaka okuması gereken bir kitap.Kitap bu alanda çok deneyimli ve bilgili olan Janey Downshire ve Naella Grew tarafından yazılmış, gençleri anlamanın ve yol göstermenin ip uçlarını veriyor. Kızlarda 18 yaş ve erkeklerde 24 yaşa kadar gelen bu dönem, kişiliğin oturduğu olumlu ve olumsuz alışkanlıkların kalıcı olabildiği bir değişim dönemi.Gençlerin gelişim ve bağımsızlığa öz güvenlerini geliştirme döneminde onların çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe geçiş evresinde onları anlamak ve yol göstermemizin önemi vurgulanıyor. Beynin ve fizyolojinin geliştiği bu dönem çok sancılı geçiyor. Gençler isyankâr, sinirli, kabuğuna sığmaz ve kendini ispat etme devresi yaşıyorlar. Gençler ellerinde olmadan agresifleşiyorlar, kimi genç bu süreci anlayışlı, kendilerini dinleyen ve yol gösteren aileleriyle veya yakın büyükleriyle aşıyor. Sporla sanatla ve diğer yararlı uğraşılarla gelişimini tamamlıyor, sorumluluk alıyor ve kendi ayakları üzerinde kalabilmeyi öğreniyor. Kimi de bu süreci çok sancılı geçirdiği gibi yalancı ve geçici tatmin araçları-ekran bağımlılığı, uyuşturucu, alkol vd.- ve yanlış kişilerin hatalı yönlendirmesiyle sorunlarına geçici çözüm buluyor ve ömür boyu sancılı ve sorunlu bir yaşam sürüyor. Sıkıntıyı aileler çekiyor.
Çevremizde gördüğümüz birçok sorunlu insanların ve suça bulaşmış bir çok kişinin temelinde ergenlik dönemini doğru atlatamamış ve kalıcı hasarla yetişkinliğe gelmiş kişilerden oluştuğunu anlamak zor değil. Gençlerin gelişim evresinde ailelerin de bu dönemde yaptıkları yanlışları görememeleri soruna tuz biber ekiyor.Bunlar : Sürekli aile içi iletişimsizlik ve çatışma, gençle iletilişim sorunları, gençlerin isteklerine ve yaptıklarına karşı aşırı tepki, genci anlamadan davranışlarının nedenini kavramadan sadece yaptıklarıyla hüküm verme ve cezalandırma, gençlere sorumluluk verme yerine her işi kendimizin yapmaya kalkması, kendimize bağımlı insan yetiştirme çabamız. Gençleri yetiştirmekteki amacımız bağımsız, kendi başına ayakta durmayı öğrenmiş ve biz olmadan da yaşamını sürdürebilir olması değil midir? Ailelere ergenlik dönemi iletişimi ile ilgili kendilerini geliştirmeli ve uzmanlardan eğitimler almalıdırlar. Ergenlik dönemini iyi atlatamayan çocuklar gençlik ve yetişkinliklerinde kalıcı sorunlarla yaşamaya devam edebilirler. Bu durum aileler için de devamlı sorun olmaya devam eder. Aileler bu hassas dönemde çocuklarıyla daha iyi iletişim kurmalı ve gerekirse yardım almalıdır. Kitap doğru bildiğimiz bir çok yanlışı ve hatalı ebeveyn yaklaşımlarını göstermesi bakımından oldukça yararlı. Gençlere bu sıkıntılı gelişim evresinde bir çok olumlu çıkış yolunu göstermesi bakımından da okumaya değer.